İşleme Yöntemi: Natural
Rakım: 1500–2100 m
Hissettirdikleri: -
Bazı kahveler seni karşılamaya gelir. Nazikçe gülümseyip, “Merhaba, ben Honduras’tan geldim” falan der. El Indio öyle değil. O zaten orada durmuş, seni süzüyor. “Demek beni içmeye layık olduğunu düşünüyorsun?” bakışıyla.
Bu kahve kendine PR yapmaz. 2100 metrede büyümüş, el emeğiyle toplanmış, natural işlenmiş. Yani özgeçmişinde filtre yok. Ne olmuşsa olmuş, o hâliyle geliyor sana. Ve bunu senin takdirine değil, kendi tavrına bağlıyor.
Portakal, kırmızı meyve, bitter çikolata, fermente bir kıvraklık… Ama bunlar sana güzel tatlar sunmak için sıraya girmiş notalar değil. Bunlar seni terletmek için pusuda bekleyen sürprizler. Birini bulduğunu sanırken diğeri gelip kafana vuruyor.
El Indio iç geçiren değil, ses çıkaran bir kahve. Klasik “güzel bir içim” arıyorsan, yolu yanlış saptın. Bu kahvede konfor yok. Ama karakter var, netlik var, lafı dolandırmadan gelen dürüst bir yumruk var. Yani içindeki o “ben kahveden anlarım” tarafı varsa, El Indio onu masaya çağırıyor. Hadi bakalım.
Bu kahve sana kendini sevdirmek istemiyor. Çünkü zaten sevilecek gibi değil — saygı duyulacak gibi. Ve sen eğer hâlâ “tatlı mı, asidik mi, ben çözemedim” diye dolanıyorsan: İyi haber — bu kahve seni çözmüş durumda.